PROBİYOTİK KULLANIMINA DİKKAT!
25 Temmuz 2023


Probiyotik Bakteri

                Probiyotik bakteriler Sindirim sisteminde bulanan faydalı maya ve canlı bakterilerden oluşmaktadır.Bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmamıza yardımcı olurlar. Başlıcaları; Laktobasiller, Bifidobakteriler ve Enterokoklar gibi sindirim sisteminde doğal olarak bulunan mikroorganizmalardır.

Probiyotiklerin insan sağlığı açısından sağladığı faydalar aşağıdaki gibidir:

  • Gıdalarla alınan toksik maddelerin vücuttan atılması
  • Kabızlık sorununun ve ağız kokusu sorununun giderilmesi
  • Bağırsaklardaki zararlı bakterileri kontrol altına alıp, bağışıklık sistemini güçlendirerek direncinin artması
  • Antibiyotik kullanımı nedeniyle doğal florası bozulan bağırsakların dengesini düzeltme
  • B grubu ve K vitamini üretimi ve emilimi
  • Kalsiyumun bağırsaklardan emilimini artırıp kemik erimesini (osteoporoz) önleme
  • Zararlı bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların yavaşlatılması
  • İdrar yolu enfeksiyonlarına ve seyahatlerde ishale sebep olan E.coli bakterisinin gelişimini engelleme
  • Alerji belirtilerini azaltma
  • Cildin görünümünün iyileşmesi

Ev yapımı yoğurt, kefir, turşu, şalgam, nar ekşisi, sirke, boza vb. gıdalar oldukça sağlıklı birer probiyotik kaynağıdır.

 

Prebiyotik

Prebiyotikler sindirim ve bağışıklık sistemini düzenleyen destekleyen probiyotik bakterilerin bağırsakta gelişimini ve yaşamını destekler. Sindirilmeden bağırsaklara ulaşabilen, buradaki yararlı bakterilerin çoğalmasını ve aktivitesini uyaran besin maddeleri olarak tanımlanmaktadır.

Prebiyotiklerin ince bağırsakta sindirime uğramamaları ve mikroorganizmaların çoğalmasını teşvik etmeleri en belirgin özellikleridir. Bu özellikleri sayesinde sağlığı da olumlu yönde etkilerler. Probiyotiklerle birlikte bağırsak florasının düzenlenmesine yardımcı olan prebiyotikler, bağırsak hastalıkları riskini azaltmakta ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Böylece kanser başta olmak üzere birçok hastalığın önlenmesinde rol almaktadır.

 Soğan ve sarımsak, en bilinen prebiyotik kaynaklarının başında gelir. Bunun dışında muz, yulaf, baklagiller, kırmızı meyveler, kuşkonmaz, pırasa ve karahindiba (Radika) da zengin prebiyotik kaynakları arasında yer alır.

Probiyotik takviyelerin her zaman ve sık aralıklarla kullanılmasına gerek yoktur. Eğer vücut sağlıklıysa, kilo problemi yoksa ve kişi düzenli besleniyorsa probiyotik takviyelerine ihtiyaç duyulmayabilir. Ancak aynı şeyi prebiyotikler için söylemek mümkün değildir; çünkü sindirim sistemindeki yararlı florayı (bakteri, maya ve virüslerden oluşan yararlı mikroorganizmalar) desteklemek her zaman gereklidir.