Diyabet; pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya etkinliğinin azalması sonucu kandaki şeker miktarının yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından yayımlanan ‘10. Diyabet Atlası’nda 2021 yılı itibarı iledünyadaki diyabetli birey sayısı 537 milyon iken bu sayının 2030 yılında yaklaşık %20 oranında artarak 643milyona ve 2045 yılında ise (2021 yılına göre) %46 oranında artarak 783 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Buartışın başlıca nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite vefiziksel inaktivitenin artmasıdır. Diyabetin tüm tiplerinde tedavinin değişmez unsurları hastanın eğitimi,tıbbi beslenme tedavisi ve düzenli fiziksel aktivite yapılmasıdır.
Diyabetli bireylerde şeker hücre içine giremez ve kanda miktarı yükselir. Kan şekeri belli bir düzeyi geçince idrarla şeker atılmaya başlar. İdrardaki şeker miktarının artması ile sık idrara çıkma, aşırı susama ve çok su içme görülür.
Besinlerin kandaki şekeri yükseltme hızları birbirinden farklıdır. Bireylerin de bunun bilincinde olarak besinleri tüketmesi önemlidir. Çay şekeri, şekerlemeler, reçel, bal, çikolata, helva çeşitleri, hazır meyve suları, pasta ve tatlılar vb. yiyeceklerin içindeki şekerler kandaki şekerin ani yükselmesine yol açarlar. Yüksek kan şekeri arzu edilen bir durum olmadığından bu tür yiyecekler diyette yer almamalıdır.
Ekmek, pirinç, makarna, patates, un, mısır, mercimek, kuru fasulye, nohut gibi yiyeceklerin içindeki nişasta da vücudumuzda şekere çevrilir. Bu tip yiyeceklerin içindeki nişastanın şekere çevrilmesi yavaş olduğundan kan şekeri daha geç ve daha yavaş yükselir. Posa içeriği yüksek olan nişastalı yiyecekler(kepekli ekmek, bulgur, kuru baklagiller vb.) kan şekerinin daha geç ve yavaş yükselmesini sağlarlar. Dolayısıyla diyetin posa içeriği artırılmalıdır. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, pirinç yerine bulgur, meyve suyu yerine meyve tercih edilmelidir. Kabuğu ile yenilebilen meyvelerin kabuğu soyulmamalı, taze sebze ve salata her öğünde bulunmalı, kuru baklagiller daha sık tüketilmelidir.
Bireyler diyetlerinde balık ve tavuk eti tercih etmeli, etli yemeklere yağ eklememelidir. Yemeklerde katı yağ yerine zeytinyağı gibi sıvı yağlar tercih edilmeli. Yemekler pişirilirken kızartma ve kavurma yerine ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Ayrıca katı yağlar ve yağ içeriği fazla olan besinler, salam, sosis, sucuk, pastırma gibi işlenmiş et ürünleri, yağda kızartılmış yiyecek ve kavurmalar, aşırı tuz içeren konserve, salamura besinler diyabetli bireyler için sakıncalı olduğundan diyetlerinde yer vermemeleri önemlidir.
Şeker hastalarının diyetlerinde önerilen yiyeceklerin zamanında ve önerilen miktarlarda yenilmesi kandaki şeker oranının hızlı bir şekilde düşmesini ve yükselmesini önler. Bu nedenle uzun süreli aç kalmak veya öğün atlamak yanlıştır. Diyabetli bireylerin beslenme tedavileri bireye özel olarak planlanmalı; yaşına, boyuna, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite düzeyine, sosyoekonomik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına göre diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır.
Şeker hastalarının yaşam kalitelerinin artırılması, kendilerini iyi ve sağlıklı hissetmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmelerinin yanı sıra fiziksel aktivitenin artırılması büyük önem taşır. Hareketin artırılması için yürüyüş, bisiklete binme, yüzme, bahçede çalışma gibi hareketlerin düzenli olarak yapılması gerekir.
Diyetisyen Esra KALE